İnsan vücudunda, oksijenli ve oksijensiz kan hücrelerinin ayrı ayrı dolaştığı iki ayrı dolaşım sistemi vardır. Oksijenli kan, kalpten atılan sol ventrikülden pompalanır ve sol atriumdan geçerek, aorta denilen büyük damara girer. Bu damardan, vücudun tüm hücrelerine oksijen taşıyan daha küçük damarlara dağılır. Oksijenli kan, vücudun tüm hücrelerine oksijen taşıdıktan sonra, oksijensiz hale gelir ve vücutta bulunan oksijensiz damarların yardımıyla kalbe geri döner.
Oksijenli kan, damarların dışındaki görünümü itibariyle mavi renktedir. Bu, kanın içinde bulunan hemoglobin adlı proteinin, oksijen taşıdığı sırada mavi renkte bir pigment oluşturmasından kaynaklanır. Oksijenli kan, damarların içinde olduğu sürece mavi renktedir, ancak damarların dışına çıktığında beyaz renktedir.
Oksijensiz kan ise, kalpten atılan sağ ventrikülden pompalanır ve sağ atriumdan geçerek, pulmoner arter denilen büyük damara girer. Bu damardan, akciğerlerin içinde bulunan alveoller adı verilen yapılara dağılır ve burada oksijenlenir. Oksijenlenen kan, pulmoner venlerden geçerek sol atriumdan sol ventriküle gider.
Oksijensiz kan, damarların dışındaki görünümü itibariyle kırmızı renktedir. Bu, kanın içinde bulunan deoksijenli hemoglobin adlı proteinin, kırmızı renkte bir pigment oluşturmasından kaynaklanır. Oksijensiz kan, damarların içinde olduğu sürece kırmızı renktedir, ancak damarların dışına çıktığında beyaz renktedir.
Sonuç olarak, insan vücudunda damarların dışında görünen kanın rengi, içinde bulunan hemoglobinin oksijenlenip oksijenlenmediğine göre değişir. Oksijenli hemoglobin mavi renkte bir pigment oluşturur ve oksijenli kan damarların dışındaki görünümü itibariyle mavi renktedir. Oksijenli kan, vücudun tüm hücrelerine oksijen taşıdıktan sonra oksijensiz hale dönüşür ve oksijensiz hemoglobin adlı protein tarafından oksijensiz kanın kırmızı renkte bir pigment oluşturulmasına neden olur. Oksijensiz kan damarların dışındaki görünümü itibariyle kırmızı renktedir.
