Jocelyn Bell Burnell, britanyalı astrofizikçi ve profesördür. 1967 yılında, Bell Burnell, PhD çalışması sırasında, radyo gökada sinyallerini inceleyen bir radyo teleskop kullanarak, periyodik olarak tekrar eden ve hızlı bir şekilde dönen sinyalleri keşfetti. Bu sinyaller, daha sonra “pulsarlar” olarak adlandırıldı ve astrofizikte önemli bir keşif olarak kabul edildi.
Bell Burnell, bu keşfi yaptığı sırada, bir doktorası öğrencisi olarak Cambridge Üniversitesi’nde çalışmaktaydı ve keşif, onun danışmanı olan Anthony Hewish tarafından yayınlandı. Hewish, 1974 yılında Nobel Fizik Ödülü’nü, pulsarların keşfi için aldı, ancak Bell Burnell bu ödülü almadı. Bu durum, astrofizik camiasında tartışmalara yol açtı ve Bell Burnell’in rolünün yeterince tanınmadığı düşünüldü.
Bell Burnell, bu olayın ardından, birçok ödül ve onurlandırma almaya devam etti. Örneğin, 2018 yılında, Royal Society’nin prestijli “Damehood” unvanını alarak, İngiltere’de ilk kez bir kadın olarak bu unvana layık görüldü. Aynı yıl, Bell Burnell, Breakthrough Prize in Fundamental Physics ödülünü de alarak, keşifleri ve öncülüğü için ödüllendirildi.
Bell Burnell, ayrıca, kariyeri boyunca kadınlar ve azınlıkların fizik eğitimine ve kariyerlere katılmalarına yönelik çalışmalar yaptı. Örneğin, 1990 yılında, Royal Astronomical Society’de kadınlar için burslar kurdu ve 2000 yılında, Royal Society’nin ilk kadın üyesi olarak, kadınların bilim camiasına katılmalarını teşvik etmeye çalıştı.
Sonuç olarak, Jocelyn Bell Burnell önemli bir astrofizikçi ve öncüdür. Pulsarların keşfi, astrofizikte önemli bir adımdır ve Bell Burnell’in rolü, bu keşfin gerçekleşmesinde önemlidir. Ayrıca, kariyeri boyunca yaptığı çalışmalarla, kadınlar ve azınlıkların fizik eğitimine ve kariyerlere katılmalarını teşvik etmiştir. Bell Burnell, ayrıca, birçok ödül ve onurlandırma almıştır ve 2018 yılında, Royal Society’nin prestijli “Damehood” unvanını alarak, İngiltere’de ilk kez bir kadın olarak bu unvana layık görülmüştür.
Bell Burnell, öncü bir astrofizikçi ve öncü bir kadın bilim adamıdır. Onun çalışmaları ve öncülüğü, astrofizikteki gelişmelerde önemli bir rol oynamıştır ve kadınlar ve azınlıkların bilim camiasına katılmalarını teşvik etmiştir.